Güney İtalya’nın gizli hazinesi Puglia, son yıllarda keşif rotalarının en popüler duraklarından biri haline geldi. Hem masmavi denizi hem de tarih kokan şehirleriyle bize unutulmaz bir tatil yaşattı. 10 gün boyunca bu eşsiz coğrafyada hem deniz tatili yaptık hem de kültürle dolu kasabaları gezdik.
📍 Puglia (Apulia), İtalya’nın güneydoğusunda, ülkenin “çizme” şeklindeki haritasında tam topuk kısmında yer alır. Hem Adriyatik Denizi’ne hem de İyonya Denizi’ne kıyısı vardır.
🏛️ Tarih boyunca Yunanlılar, Romalılar, Bizanslılar, Normanlar ve Osmanlılar gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu yüzden Puglia’da hem antik kalıntılar hem de barok mimariyi bir arada görmek mümkündür.
Tatilimizin en özel yanı, farklı şehirlerde konaklayarak her bölgenin ruhunu doyasıya yaşamaktı:
- 3 Gece Alberobello: UNESCO mirası Trulli evlerinde kalmak, masal kitabının içine girmiş gibi hissettirdi. ‘–> Trulli Locco
- 3 Gece Lecce: Barok mimarisi ve canlı sokaklarıyla büyüleyici bir şehirde tam anlamıyla tarih içinde uyandık. –> Palazzo Dei Dondoli
- 3 Gece Bari: Hem modern hem geleneksel yüzüyle hareketli bir şehirde gezimizi noktaladık.–> Palazzo Manzeni Apartments.
Gezimizin başlangıç noktası , aynı zamanda bölgenin başkenti Bari idi. THY ile İstanbul’dan yaklaşık 1 saatlik bir uçuş ile Bari’ye ulaştık ancak Bari’yi gezmeyi ve konaklamayı gezimizin son günlerine bıraktığımız için, uçaktan iner inmez kiralık aracımızı alıp ilk durağımız Polignano a Mare‘ye geçtik.
Polignano a Mare : Bölgenin en ikonik yeri, kayaların üzerine kurulu beyaz evleri ve turkuaz deniziyle kartpostallık bir kasaba. Şehir merkezinde dolaşırken manzaralı teraslardan Adriyatik’i seyretmek ayrı bir keyifti. En ünlü koyda ‘Lama Monachile’ de denize girmeyi de es geçmedik tabii ki 🙂
Locorotondo: Aynı zamanda konakladığımız Trulli evinin yakınındaki bir köy olduğu için buranın gecesini deneyimledik. Trulli Loco’da 3 gece konakladık. Locorotondo’nun yuvarlak planlı tarihi merkezi ve beyaz evleri büyüleyiciydi.
Alberobello : Puglia denilince akla ilk gelen yer. Trulli evleri gün içinde çok kalabalık oluyor ama burada konaklayınca sabahın erken saatlerinde sessiz sokaklarda dolaşmak tarifsiz bir deneyim. Haziran sonu Temmuz başı olmasına rağmen çok sıcaktı o nedenle öğlen olur olmaz İtalyanlar siestaya geçince biz de kendimizi denize attık 🙂 Lido Cala Paradiso koyunda 2 şezlong 1 şemsiyeye 30 euro verdik, kendi şemsiyenizi de koyabileceğiniz alan mevcut.
Monopoli: Adriyatik kıyısında yer alan listemizdeki köylerden biri olduğu için , deniz molamızı bu güzel kasabanın koylarından birinden yana kullandık. Lido Cala Paradiso koyunda 2 şezlong 1 şemsiyeye 30 euro verdik, kendi şemsiyenizi de koyabileceğiniz alan mevcut. Gün batmadsan da Monopoli’yi keşfetme şansı bulabildik.
Martina Franca: 3. günümüze, Puglia’nın iç kesimlerinde, Itria Vadisi’nin kalbinde yer alan Martina Franca‘da kahvaltı ile başladık. Bölgenin en zarif şehirlerinden biri. Daracık sokakları, beyaz badanalı evleri ve görkemli barok yapılarıyla ünlü.
Bu günkü serinlememizi de evimizdeki Locorontodo manzaralı havuzumuzda yapıp biraz da Trulli evimizin keyfine varmak istedik. Akşam yemeğimizi doyamadığımız Alberobello’da yedik ve aynı zamanda gecesini de deneyimlemiş olduk.
Itria vadisi etrafındaki listemizde olan köylerimizi tamamlayıp bir sonraki konaklama yerimiz Lecce için yola çıkıyoruz 4. günümüzde. İlk durak Ostuni…
Ostuni: Burası da Adriyatik kıyısına yakın bir konumda, Puglia’nın en ikonik şehirlerinden biri olarak biliniyor. Şehir tepede kurulu olan eski şehir ve oradan çevredeki zeytinliklere ve denize hakim bir manzara ile nefis bir köy, ancak epeyce dik ve sıcakta hiç te kolay olmuyor gezmesi maalesef 🙁
Yorgunluğumuzu yine Ostuni’nin güzel koylarından ‘Torre pozzella Spiaggia‘ da denize girerek ve serinleyerek atıyoruz 🙂
Lecce : Barok mimarinin kalbi. Kiliseleri, meydanları, antik Roma kalıntılarıyla “Güney’in Floransa’sı” unvanını hak ediyor. Akşamları şehrin hareketli restoranlarında Puglia mutfağını tatmak da ayrı bir keyifti.
Ayrıca Lecce’ye yakın inanılmaz koylar var:
- Torre dell’Orso
- Cave of Poetry
- Baia dei Turchi
- Scoglio Il Fascio
- Spiaggia di Pescoluse
Otranto : Otranto kalesi ve kısa bir süre Osmanlı işgalinde kalması ile ünlü Puglia’nın sahil kasabası. Daracık arnavut kaldırımlı sokakları ve sahil şeridi ile kalbimizi kazandı 🙂
Gallipoli : Puglia’nın güneybatısında, İyonya Denizi kıyısında yer alan tarihi bir sahil kasabası. Eski kent, küçük bir ada üzerinde kurulmuş (Gelibolu adeta ismi de kendisi de ) , beyaz evleri ile Orta Çağ atmosferi sunuyor. Şehir merkezinde çok güzel bir sahili var deniz molası için ideal.
Taranto : Daha az bilinen ama köklü tarihiyle etkileyici bir şehir. Deniz ürünleri için de en doğru adreslerden biri. Bizim için Bari’ye dönüş yolu üzerinde uğrak noktamızdı.
Matera : Aslında Basilicata bölgesinde yer alıyor ama Puglia gezilerine mutlaka dahil edilmeli. Matera, kaya oyma evleri ve film setini andıran görünümüyle bambaşka bir dünya.
Altamura : Altamura ise ekmeğiyle ünlü şirin mi şirin bir kasaba. Girişinde gerçekten ‘Ekmeğin şehri’ yazıyor 🙂
Bari : Arapça’da ”Allah’tan gelen” demekmiş. Seyahatimizin başlangıç noktası sayılsa da biz kendisine kapanışta yer ayırdık. Dar sokaklarında taze makarna yapan teyzeleri, hareketli meydanları ve deniz kenarındaki katedraliyle Bari tam bir Güney İtalya şehri.
Trani : Tatilimizin kapanış noktası. Sahil kenarındaki Romanesk katedrali gün batımında muhteşem bir manzara sunuyor.
Puglia, bize hem yavaşlamayı hem de küçük anların kıymetini bilmeyi öğretti. Masalsı köyleri, barok şehirleri, deniz kokan sahilleriyle bu 10 günlük yolculuk tam anlamıyla dolu dolu geçti. Eğer hem deniz tatili hem de kültürel keşif arıyorsanız, Puglia kesinlikle doğru adres. 💙
Puglia Mezzogiorno ‘Cennet yaratılmadan önceki cennet ‘
Bir de ufak bir tavsiye Puglia gezimiz boyunca elimizden düşmeyen rehberimiz, sevgili Ömür Kahraman’ın kitabı ‘Puglia’da bir Ömür’ oldu. Detaylı olarak Puglia’daki tüm köyler anlatılmış. Tavsiyemizdir 🙂
