Anasayfa Seyahat Sakız adası kaçamağı …

Sakız adası kaçamağı …

by SuPrensesi

Kısa sakız kaçamağımızın notları yaz yaz bitmedi araya bir sürü olay girince…  Neyseee bu sefer olacak inşallah ….

Sakız adası aslında 347 yıl Osmanlı Devleti egemenliğinde kalmış ve  Balkan Savaşları sırasında Yunan deniz kuvvetleri tarafından işgal edilip  1913’te Londra konferansı ve anlaşması ile Yunanistan’a bırakılmış ☹

Sakız adası Ege denizinde Yunanistan’a ait olmasına ragmen Türkiye’ye  daha yakın, sadece 8 km! Çeşme’den feribotla 20-30 dk. Sakız adası uzun zamandır aklımızdaydı o nedenle  Ramazan bayramında 3 günlük kısa bir tatil planladık. Ancak sadece güney kısmını gezebildik adanın, eğer tamamını gezmeyi düşünüyorsanız 5-6 günlük bir süre planlamanız daha iyi olur. Bayram olduğu için kalabalık olur diye tedirgindik ancak onu da şöyle hallettik. Genelde kapıda , yani feribottan indiğiniz yerde bir yoğunluk oluyor onu da vizenizi önceden hallederek ve katamaranla adaya geçerek bekleme sürenizi azaltabilirsiniz. 3 adet feribot şirketi var: Turyol, Ertürk ve Sunrise. Turyol ve Ertürk Türk menşeili, Sunrise ise Yunan.  

Bizim gittiğimiz tarihlerdeki feribot biletleri şu şekildeydi (Haziran 2019)

Turyol : Çocuk – 15 € , Yetişkin – 25 €  ( 2 yetişkin + 1çocuk = 65 €) gidiş dönüş

Sunrise :  2 yetişkin + 1çocuk = 69 € gidiş dönüş

Ertürk : 76,5 € ödedik gidiş dönüş

Turyol fiyatları Ertürk’e göre daha uygun ancak kalabalık bir sezonda gidecekseniz Ertürk’ü tercih etmenizi  tavsiye ederim çünkü Ertürk katamaranla gidiyorsunuz ve diğer iki firmadan 10 dk önce kapıda oluyorsunuz dolayısıyla sadece sizin feribottakilerle kuyruğa giriyorsunuz, ancak 10 dk sonra diğer şirketlerin feribotları da yanaştığında kuyruk 3 katına çıkıyor 😉  Biz Ertürk ile seyahat ettik ve gayet memnun kaldık, ve bayram olmasına rağmen hiç te kuyruk beklemedik.  Arabamızı da Ertürk’ten kiraladık bu arada diğer firmalara göre (rentalcars.com , booking.com…) daha uygun fiyatları vardı. Ertürkten günlük 25€’ya araç kiraladık.  Adada araba kiralamak şart, kendi aracınız ile geçerseniz daha maliyetli oluyor. 

Feribottan iner inmez hemen marinada Ertürk ofisinden aracımızı alıp ilk iş ada ile özdeşleşmiş yeldeğirmenlerini görmeye gittik araba ile 5 dk mesafede marinaya. Birçok blokta ‘ Tris Mili ‘ olarak geçiyor ancak google maps’e bu şekilde girdiğinizde sizi daha uzaktaki tek bir yeldeğirmeninin olduğu yere götürüyor. ‘Chios Windmills’  olarak aratırsanız marinanın 1,5 km kuzeyindeki asıl yel değirmenlerine ulaşacaksınız. 

 

Konaklama için de bir çok alternatif var, biz Karfas bölgesinde Erytha Hotel & Resort’te konakladık. Çocuklu ailelerin tercih edebileceği bir hotel, kendi sahili ve havuzu var.

Biz hoteli şöyle bir keşfedip denize ve havuza girip hemen köyleri ziyarete çıktık. Sakız adasında 62 adet köy var. Coğrafi konumlarına göre beşe ayrılırlar;  Notiahora (Güney köyleri) ya da Mastihahora (Damla sakızı köyleri), Kambohora (Sakız adasının merkez köyleri), adanın kuzey doğusunda bulunan denizci köyleri Voriaanatoliki ve son olarak adanın kuzey tarafındaki dağlık bölgelerdeki köyler Voriahoria.  Bizim  ilk köyümüz ;

Armolia ; 

Seramikleriyle ünlü küçücük bir  köy burası ve ara sokakları çokkk güzellll. Heryer çiçeklerle ve şirin mi şirin evlerle dolu… Çok fazla yazıya gerek yok fotoğraflar konuşsun…

Pirgi ; 

Pyrgi, Sakız adasında, evlerin dış sıvası nedeniyle “boyalı köy” olarak bilinen bir köy. Farklı şekillerde siyah ve beyaz dekoratif motiflerden oluşuyor. Köyü diğer sakız köylerinden ayıran da  bu “Xistà” adı verilen farklı şekillerde dekoratif motifler. Adanın güney kesiminde bulunan Sakız adasının en büyük ve ünlü köylerinden biridir. 

Pyrgi muhtemelen 10. yüzyıldan önce inşa edilmiş bir ortaçağ yerleşimidir. Korsanların baskınlarından kaçınmak için farklı köy sakinleri Pyrgi’ye yerleşmiş. Köy, 1881 depreminden zarar görmedi ve bu yüzden ortaçağ stilini koruyor. Pyrgi, Mastic topluluğunun merkezi olmuş ve günümüzde Mastichochoria belediye biriminin merkezi konumunda.

Tüm evler fotojeniklik konusunda yarışıyor…

İnanılmaz güzel hediyelik eşyalar var, fakat orjinaline yakın yapılmış olanları biraz pahalı 🙁

Mesta; 

Sakız adasında geleneksel bir Yunan köyü olan Mesta yaklaşık 12. yüzyılda Bizans döneminde yapılmış. Bu da diğer sakız köyleri gibi UNESCO İnsanlık’ın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsilcisi Listesine eklenmiş Mastic köy topluluğuna ait olan köylerden biri. Mesta mükemmel korunmuş ortaçağ mimarisine sahip, kale duvarları ile örülmüş, labirent gibi sokakları olan şirin mi şirin bir köy. 

Agia Dynami koyu; 

Koyun yolu biraz çetrefilli de olsa daha uzaktan güzelliğini gösteriyor…

Mesta’dan direk geçebileceğiniz mavinin birkaç tonunu aynı anda görebileceğiniz, gözlerden uzak beyaz kumlu plaj, adını yakınında bulunan kiliseden almış. Çocuklu aileler için ideal sığ ve berrak bir deniz, ancak koyda herhangi bir şemsiye, şezlong, tesis vb yok. O nedenle hazırlıklı gelmekte fayda var.

Mavra Volia Plajı;  

Emborio Limanı’nın yanındaki sahil volkanik siyah taşlarla kaplı. Taşlar siyah, yassı ve muntazam. Suyu berrak ama birazcıkk soğuk ☺ Tabi bizim Su kuşlarına bişey ifade etmiyor bu …

 

 

Ben ancak kenarda sanatsal poz çekimi yapabildim 🙂

Eğer gittiğinizde plaj çok kalabalıksa hemen sağ taraftaki merdivenlerden yan tarafındaki diğer koyuna gidebilirsiniz, daha sessiz ve ufak aşağıda fotodaki gibi …

The Chios Mastic Museum: 

Ziyaret Saatleri : 1 Mart – 15 Ekim –> Her gün (Salı hariç) 10:00 – 18:00 

16 Ekim – 28 Şubat –> Her gün (Salı hariç) 10:00 – 17:00

Kapalı olduğu günler : 1 Ocak, 1 Mayıs, 22 Temmuz, 15 Ağustos, 25-26 Aralık

Ücretler : Tam bilet – 4 Euro , İndirimli – 2 Euro.

Müze adanın güneyinde, damla sakızı köyleri bölgeinde bulunmakta. Chia türü ağacın yetiştirildiğive sakızın (mastiha) üretildiği yegane noktayı teşkil ediyormuş. Müze aslında sakız üretimi ve tarihçesini anlatabilmek ve Sakız adasının mirasını sergilemek amacıyla açılmış. Zaten 2014 yılında UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesine dahil edilmiş. Müzede, sakız üretiminin tarihi sunum üzerinden izlenebilmekte ve sakız ağaçlarının ekminden, yetiştirilmesine kadar tüm üretim safhaları ve  ilgili ekipman ve görseller görülebilmekte.

Müzenin ayrıca açık hava kısmında Sakız ağaçları yakından görülebilir ve  incelenebilir. Bence mutlaka gidilmesi gereken bir müze…

Veee mini Sakız adası notları bu kadar… Yeni seyahatlerde görüşmek üzere…

You may also like

bir yorum bırakın